Cennetliklere Cennete Sesleniş

Ankara:04 Zilkade 1431

12 Ekim 2010

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Bismillahirrahmanirrahim

الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Elhamdülillahirabbilalemin Vel Akibetülil Müttekiyn

Esselatü vesselamü aleyke Ya Rasulallah, Esselatü vesselamü aleyke Ya Habiballah, Esselatü vesselamü aleyke Ya Seyyiden Evveline Vel Ahirin, Esselatü vesselamü aleyke Ya Sahibel Kur’an,  Esselatü vesselamü aleyke Ya Hılkatin Sebebi Sultan-ı Enbiya… Âmin. Ya Rabbel Âlemin.

CENNETLİKLERE CENNETTE SESLENİŞ

Allahü Teâla, emirlerini yapıp yasaklarından sakınarak, sadece Allah rızası için ibadet ve taatte bulunanların cennette aşağıdaki hitaba ( seslenişe ) muhatab olacaklarını Cihan Sultanı, Peygamberlerin Peygamberi, Âlemlere Rahmet Muhammed Mustafa Sallallahü Teâla Aleyhi Ve Selem Efendimiz bildirmiştir.

            Hadis-i Şerifte:

            Bir ses cennet ehline nida eder, der ki : “ Ey cennet ehli, sağlık sıhhat sizin içindir. Ebediyyen hastalık görmeyeceksiniz! Yaşamak sizin içindir, ebedisiniz, ölmeyeceksiniz! Gençlik sizin içindir, ebediyyen genç kalacak, ihtiyarlamayacaksınız! Zevklenmek sizin içindir, ebediyyen tasa görmeyeceksiniz. ” buyurulmuştur.

            Cennet ehlinin yüzlerinde cennet bahçelerinin güzellikleri vardır. Onlara mühürlü, halis bir sudan içirilecek. İçinde yeşil yüksek döşekler bulunan beyaz inciden çadırlar içinde kırmızı yakut minderlerde oturacaklar. Bal gibi suları bulunan nehirlerin kenarına konmuş tahtlara oturacaklar. Cennet ehli,  cennette her türlü sevinç içindedirler. Canlarının çektiğine hemen nail olurlar. Cennetliklerin hepsi birer sultan, birer hükümdardırlar. Her gün Arş’ın altında hazır bulunurlar. Allahu Teâlâ’nın cemalini temaşa ederler. Allahu Teâlâ’nın cemalini seyretmekle, cennet nimetlerinde bulamadıkları zevklerin en büyüğüne ererler. Bütün bu nimetler. Cennetlikler için devamlıdır. Elden gitme korkusu yoktur. Ebedül ebed devamlıdır.  Cenab-ı Hakk, büyük dostları Sadat-ı Kiram (Kaddesallahu Teala Essarehumul Aliyye) Hazretlerinin müstecab dua ve yüce himmetleriyle cümlemize nasibeylesin. Amin.

 Bilindiği gibi, imtihan için ve misafir olarak dünyada bulunuyoruz. Kabirden başlayan bir yolculukla esas yurdumuz olan ebedülebed alemine gideceğiz. Biraz aklımız var ise; Halıkımız olan Allah’ımızın emirlerini yapar, yasaklarından sakınırız.

            İrşat Tesbihinin iri tanelerinden Cenab-ı Gavs’ul A’zam Mevlana Sultan Seyyid Abdulhakim El Hüseyni, Üveysil Buhari (k.s.) Hazretleri yapmış oldukları bir sohbetlerinde söyle buyurmuşlardı:

            “ Şu dünya hayatında keyifle çalışan kimse yoktur. Ama çalışmaya da mecburdur. Çünkü çalışmazsa bu dünya hayatında aç kalır, susuz kalır, perişan ve muhtaç olur. İşte bunun içindir ki, birçok kimse ağır şartlar altında çalışmaktadırlar.

            İşte, ahiret için de aynen böyledir. Allahü Teala’nın gazabına uğramamak, cehennem ateşinde yanmamak, ahirette perişan olmamak için yüzünü Allahü Teala’ya döndürmeye mecburdur. Nasıl ki, dünya hayatında perişan ve muhtaç olmak istemiyorsa, ahiret hayatında da perişan ve muhtaç olmak istememeli ve bunun için Allahü Teala’nın emirlerine uymalıdır. Şayet emri şeriflere uymazsa öldüğü vakit, ruhu çıktığı vakit Allah’ın ( C.C. )  azabına uğrar. Kabir azabı çeker. ”

Bilindiği gibi, mü’min hasılatını ahirete alacaktır. Ahirette amel etmek yoktur. Ameller sadece misafir olarak bulunduğumuz bu dünyada yapılacaktır. Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarında bir çukurdur. Kabri açıp bakacak olursak, dünya gözü ile göremeyiz. Ama bu gerçektir. İnsanlar için Mizan sonu ya cennet veya cehennem vardır. Üçüncü bir yer yoktur. Bu itibarla aklıselim sahibi olan insan, dünyayı ahiret için bir ekin tarlası kabullenip, ona göre Salih ameller işlemekte samimi ve ciddi ve dahi gayretli olmalıdır.

Gelmiş geçmiş bütün günahları bağışlanmış olmasına rağmen, Cihan Sultanı Peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallalahü Teâla Aleyhi Ve Sellem Efendimiz günde YETMİŞ veya YÜZ defa ESTAĞFİRULLAH diyorlardı. O zaman bizler de daha çok ESTAĞFİRULLAH demeliyiz. Vakit geçirmeden NASUH TEVBE etmeliyiz. Ve bu Nasuh Tevbe’nin yapılmasına öncelik tanımalıyız. Zira “ TEVBEYİ ERTELEYENLER HELAK OLDU. ” buyurulmuştur… Azrail Aleyhisselam’ın ne zaman geleceğini bilemiyoruz. Her an gelebilir düşüncesinden hareketle vakit geçirmeksizin; kalben, kavlen ve bütün hücrelerimizle, ciddi ve samimi olarak NASUH TEVBE etmemiz, hem dünyevi ve hem de uhrevi menfaatımız olacaktır…

A Ç I K L A M A

Bazı kardeşler yazılardaki ve kartvizitteki üç GÜL’ün ne anlama geldiğini zaman zaman sormaktadırlar. Aynı sorulara tekrar muhatap olmamak için aşağıdaki şekilde açıklama yapmayı uygun bulduk:

Bilindiği gibi GÜL, Cihan Padişahı ve Sultanı, âlemlere ve içindekilere Peygamber olarak gönderilmiş olan İllarahmetellilalemin Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallalahü Teâla Aleyhi ve Sellem Efendimizin simgesidir.

Yüce Sadatın Yüce Himmetleriyle Ali Haydar ÖZTÜRK’e yazdırdıkları yazılarda üç adet gülün bulunması: Allahü Teâla’nın bir lütfu keremi olarak; Ali Haydar’ın Cihan Padişahı ve Sultanının ( s.a.v. ) üç evladı ( Seyyid Evladı Rasul, aynı zamanda birinci dereceden NAİB VE VARİSLERİ ): Cenab-ı Gavs-ul A’zam Mevlâna Seyyid Abdulhakim El Hüseyni El Buhari (Kaddesallahü Teâlâ Esrarehül Aliyye), Cenab-ı Sultan-ul A’zam Mevlâna Sultan Seyyid Muhammed Raşid El Hüseyni El Buhari (Kaddesallahü Teâlâ Esrarehül Aliyye) ve Cenab-ı Gavs-ul A’zam Mevlâna Sultan Seyyid Abdulbaki El Hüseyni El Buhari ( Kaddesallahü Teâlâ Esrarehül Aliyye ) Hazretlerine, Yüce Himmetleriyle hizmetlerinde bulunma şerefine nail olmaya çalıştığını ve halen çalışmakta olduğunu göstermektedir. Cenab-ı Hakk, riyadan uzak olarak hizmetlerinde bulunabilmeyi  bize de cümlesine de  hayırlısıyla nasibeylesin. Amin.

Allahımız ! Mevlamız ! Halikımız !

Cümlemize seve seve İslamı öğrenmeyi, seve seve yaşamayı, Radiyyeten Merdiyye olarak Hüsnü Hatime ile sana gelmeyi nasibleyle. Amin. İş budur, gayrisi hiçtir. Vesselam-Veddua…

Sonsuz hamd-u senalar Halıkımız olan Allahü Teâla’ya, nihayetsiz selat-u selam Peygamberler Peygamberi Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallalahü Teâla Aleyhi ve Sellem’e ve O’nun yolunda olanlara olsun. Âmin

NOT: Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerle SEMERKAND yayınlarından istifade edilmiştir.

Lütfen, bize de dua ediniz. Teşekkürler. 

Faideli olacağı düşüncesinden hareketle bu kısa yazıyı da yazdık. İnşaallah faideli olur.

Selamlar, saygılar, sevgiler ve dualar.

Ali Haydar ÖZTÜRK 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir